Son 30 yılda tüm dünyada sezaryen doğum oranlarında belirgin bir artış vardır. ABD rakamlarına göre 1996-2015 arasında %50 artışla sezaryen oranı % 32’ye ulaşmıştır. Kabaca bugün ABD’de her üç bebeğin biri sezaryen ile doğurtulmaktadır. Ülkemizde 2006 yılında yaklaşık %40 olan sezaryen oranı, sağlık bakanlığı ve Kadın Doğum meslek odalarının normal doğuma destek kampanyaları ile azalmaya başlamıştır. Doğum şekli ne olursa olsun, hedefimiz sağlıklı anne ve sağlıklı bebek olmalıdır. Epidural anestezi yöntemiyle ağrı kontrolü, normal doğum sürecine modern tıbbın en önemli katkılarından biridir. Ağrısız Doğum olarak bilinen bu uygulama, normal doğum oranlarını arttırmada önemli bir yöntem olabilir. 

Gebelik takibi genel olarak sorunsuz gidiyorsa, doğum şekli konusunda karar son haftalara kadar belli olamaz. Bu kararı etkileyen en önemli tıbbi faktörler şunlardır:

• Bebeğin pozisyonu

• Bebeğin tahmini ağırlığı

• Plasenta (bebek eşi)  yerleşim yeri

• Bebek – doğum kanalı arasında uyum

 

Yukarıdaki faktörler dikkate alınarak doğum eylemi başlamadan, doğum şekli konusunda temel bir fikir oluşur. Bunların dışında başlıca sezaryen endikasyonları şunlardır:

          * Anormal vajinal kanama 

          * Plasentanın doğum öncesi rahim duvarından ayrılmaya başlaması (Dekolman)

          * Bebeğe giden kan akımlarında azalmaya neden olacak düzeyde, gelişme geriliği 

          * Bebek kalp atışlarında (NST testinde) kritik değişiklikler 

          * Doğum eyleminin beklenilen hızda ilerlememesi